Kitaplar< Geri dönün

DÜNYA SARAYLARININ PRESTİJ TEKNOLOJİSİ PORSELEN SANATI VE YILDIZ ÇİNİ FABRİKASI

DÜNYA SARAYLARININ PRESTİJ TEKNOLOJİSİ PORSELEN SANATI VE YILDIZ ÇİNİ FABRİKASI

Sümerbank Genel Müdürlüğü Yayını, 1987, Ankara

Dünya Saraylarının Prestij Teknolojisi
Porselen Sanatı ve
YILDIZ ÇİNİ FABRİKASI

Prof. Önder Küçükerman

Sümerbank Genel Müdürlüğü yayını, Ankara
Yayına hazırlayan ve düzenleyen, Önder Küçükerman
Dizgi, film, baskı, Apa Ofset Basımevi Sanayi ve Ticaret A.Ş. İstanbul
Cilt, Emin Barın, Barın Yazı ve Cilt Sanayii, İstanbul
1. Basım, 1987, İstanbul

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ
M. Tınaz Titiz, Devlet Bakanı, s. 11

SUNUŞ
Dr. Erkan Tapan, Sümerbank Genel Müdürü, 13

GİRİŞ
Yıldız Çini Fabrikası: Türk sanatının 'Batılılaşma' döneminde önemli bir fabrika, 14

I. BÖLÜM
'DOĞU PORSELEN SANATI' VE AVRUPA PORSELEN SANAYİİNİN KURULUŞU
Çin: Porselen sanatının doğum yeri, 18; Çin'den Avrupa saraylarına, 18. Çin porselenlerinin Avrupa'ya büyük miktarlarda girişi ve etkileri, 20; Avrupa yapımı ilk porselenlerde Çin ve Japon etkileri, 23; Johann Friedrich Böttger ve Avrupa porselenciliğinin ilk dönüm noktası, 23; Viyana porseleni, 24; Berlin porseleni, 24, Nymphenburg porseleni, 24; 'Sevres' porseleni, 27; İtalyan porseleni, 27, Rus porseleni, 27, Hollanda porseleni, 28, Danimarka porseleni, 28; Polonya porseleni, 28, 1700 sonrası: Avrupa endüstrisinde gelişimler ve İngiliz porselen endüstrisi, 32.

II. BÖLÜM
ANADOLU'DA SERAMİK, ÇİNİ VE PORSELEN GELENEĞİ
Anadolu'da Türk çini ve seramik sanatı geleneği, 36, Türk Sarayında Doğu porselenleri, 37, Anadolu'da 'Sıcak sanat'ın ilk ünlü merkezi: İznik çiniciliği, 44, Kütahya seramik ve çini geleneği, 44, 1 640 tarihli narh defterine göre pişmiş toprak ve cam fiatları, 45, Çinicilik geriliyor: İstanbul'da çiniciliği geliştirmenin yolları araştırılıyor, 48, 'Ehli Hiref nakkaşları' ve Saray'ın çini sanatına katkıları, 52, İstanbul'da çini ve porselen geleneği ve 'Eseri İstanbul', 53, Fethi Paşa'nın Beykoz'daki fabrikası, 54, Türkiye'nin Avrupa porselen sanayii ile ilişkileri, 55, Avrupa'dan Saray için gelmiş olan porselenler: 'Kralların Saraya hediyeleri', 57.

III. BÖLÜM
YILDIZ SARAYI'NDA 'ÇİNİ FABRİKA-İ HÜMAYUNU'
18. Yüzyıl'ın sonları: Batı anlayışındaki sanatın Türkiye'ye endüstri ürünleri yoluyla girmeye başlaması, 60, Yıldız Sarayı bahçesinde bir Çini Fabrikası'nın kuruluşunu hazırlayan olaylar: Fransız porselenleri Türkiye'de, 61, Yıldız Çini Fabrikası kuruluyor, 62, Niçin 'Yıldız Çini Fabrikası?' 62, Yıldız Fabrikası'nın ilk günleri, 63, Yıldız Fabrikası'nın ilk sanatçıları ve ürünleri, 68, 'Sıcak sanatlar ve teknik yorumlar', 70, Yıldız Fabrikası'nın kronolojisi, 73, Yıldız Fabrikası'nda ortaya çıkan çeşitli sorunlar ve fabrikanın kapanması, 74, Bir sanat ortamı olarak Yıldız Çini Fabrikası'nı yeniden çalıştırma girişimleri, 74, Fabrikanın eski yöneticilerinin girişimleri, 113, Yıldız Fabrikası yeniden üretime başlıyor, 114, Fabrikanın yeniden kapanışı ve uzun süren sessizlik dönemi, 115, Yıldız porselenleri üzerine çeşitli görüşler, 117.

IV. BÖLÜM
YILDIZ ÇİNİ FABRİKASI VE 'SÜMERBANK'
Yıl 1957: Yıldız Çini Fabrikası Sümerbank'a veriliyor, 120; Sümerbank Yıldız Fabrikası'nın bugünkü teknik özellikleri hakkında kısa açıklamalar, 125, Sümerbank Yıldız Çini ve Porselen Sanayü Müessesesi Müdürleri, 131.

V. BÖLÜM
ÜNLÜ KOLEKSİYONLARDAKİ 'YILDIZ İŞLERİ'
Topkapı Sarayı Müzesi ve Milli Saraylardaki 'Yıldız işleri', 134; Yıldız Fabrikası'nın ürünlerindeki ünlü 'İmzalar', 135; Osman Nuri Paşa, 135; Mesrur İzzet, 136; Şeker Ahmet Paşa, 136, İsa Behzat Bey, 136, Halit Naci, 139; Hüseyin Zekâi Paşa, 140, Ömer Adil Bey, 140; Mustafa Vasfi Paşa, 141; Hoca Ali Rıza, 141.

VI. BÖLÜM
SÜMERBANK YILDIZ ÇİNİ VE PORSELEN SANAYİİ MÜESSESESİ VE YENİ ÜRÜNLERİ
AÇIKLAMALAR, 250
KAYNAKLAR, 252

--------------------------------------------------------------------------------

ÖNSÖZ

M. Tınaz Titiz, T.C. Devlet Bakanı

Yıldız Çini ve Porselen Sanayii'nin kuruluşunu, yalnız sarayın ihtiyacı olan porselen eşyanın üretimi için düşünülmüş bir çare olarak görmüyorum. Osmanlı İmparatorluğunun, günün teknolojisine göre geride kalmasının başlıca nedeni olan 'Bilgi eksiği'ni kapamaya yönelik bir seri endüstriyel girişimin bir halkası olan bu kuruluş, 'Doğu sanatı' ile 'Batı teknolojisi' arasında bir sentez yapma göreviyle yüklenmiştir.

Yıllar sonra bugün, porselen yeniden teknoloji dünyasında ön plana çıkmakta, yüksek teknolojinin en ileri aşamalarında işlevler taşımaktadır. Bir yandan bu karakteri, bir yandan da yüksek vasıflı emek yoğun karakteriyle porselen 2000'li yılların gözde malzemesi olmaya adaydır.

Kitapta sergilenen eserlerden çıkarılabilecek çok sonuç vardır.

Bunlardan birisi, bugünkü toplumumuzda özellikle önem taşımaktadır. Bu, mükemmelcilik ya da perfectionism'dir. Dünya milletleri arasında, bir varlığını sürdürebilme şartı haline gelmekte bulunan 'Ayrıntıda mükemmeliyet', aynen okuma-yazma, temel aritmetik, yaşam becerileri gibi vazgeçilmez bir konu olmuştur.

Bugün olduğu gibi 21.Yüzyıl'a da damgasını vuracak olan 'Rekabet gücü' denilen en önemli güç, ayrıntıda mükemmelcilik ile çok yakından ilgilidir. Her yaptığını daha doğru ve daha güzel yapmak zorunda olan günümüz insanının eğitiminde, güzel sanatların teknoloji ile birleşmesinden doğan yeni bir kavram gündeme gelmektedir. Tekno-art diyebileceğimiz bu kavram; daha iyi duvar örmek, daha iyi çocuk eğitmek, daha iyi müzik yapmak; velhasıl tüm uğraşları daha iyi yapmak için insanlara rehber olacaktır,

'Porselen, tekno-art'ın araçlarından birisi olarak işte böylece önemlidir. Kitabın, bu ilginç alana bir öncü göreviyle girişimizi kolaylaştırdığını belirtmeliyim.

SUNUŞ

Dr. Erkan Tapan, Sümerbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü

21. Yüzyıl'a girerken ülkemizde olduğu kadar tüm dünyada da sanat zenginliklerine karşı artan bir ilginin geliştiği dikkati çekmektedir. Bunun en yeni ve yakın örneği Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Kanuni Süleyman Sergisinde görülmüştür. Tarihimize bu açıdan baktığımız zaman Osmanlı İmparatorluğu'ndan büyük ve zengin bir miras devraldığımızı görüyoruz. Bu muhteşem miras hernekadar bütün haşmet ve zerafeti ile tabiatın eşsiz lûtfu büyük İstanbul'umuzu süslüyor ise de bu tarihi eserleri genç ve gelecek nesillerin tanıması kanımca her geçen gün daha çok güçleşmektedir. Oysa bu eserlere ihtişamını veren emsalsiz fiziki görünümleri kadar kuruluş nedenleri ve olayları ile evrelerindeki zenginliklerdir. Gerçek durum böyle olunca bu tür sanat yapıtlarını en iyi şekilde korumak ve de herşeyi ile tanınmalarını sağlamak ecdadımıza karşı bir görev ve görevin ötesinde şükran borcu olmaktadır.

Görevin ifasında bu türden sanat yapıtlarının geçmişini ve bugününü doğru ve aydınlatıcı bir şekilde ortaya koyan belgesellerin büyük önemi vardır. Memnuniyetle görüyoruz ki son yıllarda ülkemizde de bu çalışmalar daha çok önem kazanmağa başlamıştır.

SÜMERBANK olarak sahibi olmakla gurur duyduğumuz Hereke, Yıldız ve Feshane gibi müesseselerimizin tarihi gelişimini kamu oyunun ilgisine sunmayı görev bildik.

Hocamız kıymetli araştırıcı Prof. Önder Küçükerman'ın titiz ve ciddi çabalarıyla hazırlanan ilk belgeselimiz olan 'Anadolu'nun Geleneksel Halı ve Dokuma Sanatı İçinde Hereke Fabrikası' isimli eser 1987 yılı başlarında yayınlanmıştır. Bu eserle dizinin 2. belgeseli 'Dünya Saraylarının Prestij Teknolojisi Porselen Sanatı ve YILDIZ ÇİNİ Fabrikası' 1890'lardan bugüne kadar, tarihçesi ve çok zengin koleksiyonu ile incelemenize sunulmuş bulunmaktadır.

Prof. Önder Küçükerman'ın çok özlü ve akıcı anlatımı ile eserin incelenmesi çok daha ilginç hale geldiği gibi aynı zamanda öğretici bir özellik de kazanmıştır.

Sultanlara, sultanlardan krallara kadar birçok ünlü sarayların tezyinine hizmet veren asırlık müessesemizin tanıtılmasını ve sanat dünyamıza kazandırılmasını sağlayan başta Sayın Prof. Önder Küçükerman ve emeği geçen tüm arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

GİRİŞ

Yıldız Çini Fabrikası: Türk Sanatının 'Batılılaşma' Döneminde
Önemli Bir Fabrika

... İstanbul'da, Yıldız Sarayı'nın, asırlık ulu ağaçlarının gölgeli bahçeleri içinde, Boğaziçi'ne bakan, yeşillikler ve çiçekler içinde 'Saklı duran' küçük bir düzlük... Bu düzlükte de, ismi çok bilinen küçük, eski görünüşlü ama çok özenli bir fabrika:
Eski adıyla, 1890'ların Yıldız Sarayı'nın ünlü 'Çini Fabrikası' ... Bugünkü adıyla, 'Sümerbank, Yıldız Porselen ve Çini Sanayii Müessesesi'.

***

İşte, 1892 yılından bu yana, tarihin ilgi çekici olaylarına tanık olan, Türk çini ve porselen sanatının yakın tarihlerdeki gelişimine önemli katkılarda bulunan ünlü fabrika.

Bu kitapta, Türk çini, seramik ve porselen sanatları geleneği içinde, küçük boyutuna rağmen çok önemli bir rolü bulunan Yıldız Fabrikası incelenmektedir. Bu fabrikanın kuruluş günlerinden bu güne kadar yaşadığı olaylar ve geçirdiği gelişimler nelerdi?

Dış görünüşüyle küçük bir fabrika izlenimi veren bu kuruluş, nasıl olmuş da böyle önemli bir rolü oynayabilmiştir?
Bu sorulara verilebilecek ilk cevap herhalde şöyle olmalıdır: 1982' lerde Yıldız Sarayı bahçesi içinde kurulmuş olan bu fabrika, önceleri her nekadar Avrupa teknolojisiyle çalışmaya başlamışsa da, kısa bir zaman içinde, o günlerde gerilemekte olan Türk çini ve porselen sanatı geleneğinin yeniden geliştirilmesi yönünden ilginç bir görev yüklenmiştir.

Gerçi bu arada, yıllar içinde birçok zik zaklar çizilmiştir. Hem teknolojisiyle, hem yönetimiyle birçok değişiklikler geçirmiştir. Hatta birkaç kere, üretim bütünüyle durdurulmuş, fabrika uzun yıllar kapalı kalmıştır. Ama yine de oldukça uzun sayılabilecek bu sıkıntılı süreler aşılıp bugüne gelinmiştir. Üstelik bugün de birçok yeniliklerle üretim sürdürülmektedir.

Yıldız Fabrikası'nın önemi konusundaki soruya verilecek ikinci cevap ise daha değişiktir.

Fabrikanın kuruluş yıllarında, Doğu'da, Çin'de geleneksel bir saray prestij endüstrisi olan porselen yapımı, Avrupa'da da özellikle teknolojisi açısından ilgi çekici gelişmeler içindedir. Çünkü Çin'de çok eski bir geleneğe dayalı olan porselen sanatı, Avrupa'da özellikle de sarayların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yeni yeni gelişmekte ve üretimi yaygınlaşmaktadır. Gerçekte porselen üretimi, teknik açıdan aşılması gerekli olan pek çok zorluklarla doludur. Hatta o günlerin bir 'Ağır sanayii' bile sayılabilir. Ama buna rağmen Avrupa'da, Doğu porselen teknolojisinin yüzyıllar boyunca 'Saklı kalmış olan şeyleri'nin gün ışığına çıkarılması için uğraşılmaktadır. Hemen hemen bütün ülkelerde 'Saraylar', bu özel tekniği elde edebilmek ve kendi adına ürünler geliştirebilmek için uğraşmakta, ya da bu alandaki teknik gelişmeleri çok ciddi boyutlarda desteklemektedir.

Kısacası, Doğu'dan gelen, 'Bu soylu malzeme', Batı'da da öncelikle 'Saraylar için' ve 'Saraylar içinde' üretilmeliydi... Çünkü bu tekniğin titizlikle korunması gerekliydi...

Yıldız Sarayı'ndaki çini fabrikasının da böyle bir düşünceyle bağlantılı olarak kurulmuş olduğu düşünülebilir. Gerçekten de seramik, çini, cam, porselen gibi, Anadolu'nun 'Yüzlerce yıllık sıcak sanatları', bu ünlü ve soylu teknoloji ile birlikte yeniden yorumlanamaz mıydı?

Üstelik de bu yeni görünen şey, aslında Anadolu'da yüzyıllardır üretilen ve şiiri yazılmış olan 'Eski bir dosta ne kadar da yakındı...' Sanki yüzyıllardır Anadolu'nun duvarlarında, yapılarında pırıl pırıl renkleriyle parıldayan bu güzel 'Şey', bu kere de 'Saray'ın bu yeni fabrikasında yeni teknolojik gelişmelerin desteğiyle yeniden yoğrulmak istenmiş' gibidir...

Eldeki belgelere bakınca, ilk anda Yıldız Fabrikası'nın kuruluş amacının, öncelikle Saray ve çevresinin çini ve porselen ihtiyacını karşılamak olduğu düşünülebilir. Halbuki, fabrikanın zaman içindeki gelişimine bakınca, böyle bir gerçek ihtiyacın yanında, çok daha başka yönlerden de Türk sanatında etkili olduğu kolayca izlenebilir. Mesela, bu fabrikanın gerek çinicilik geleneğiyle, gerekse o günlerin 'Sanayi-i Nefise Mektebi', daha sonraki Güzel Sanatlar Akademisi ile yakınlaşan, hatta neredeyse iç içe giden kader çizgisi ne kadar ilgi çekicidir... Öte yandan, Kurtuluş Savaşında, eksikliği önemli boyutlara ulaşan 'Porselen telgraf-telefon fincanlarını' bile üreten bu fabrika, belki de kendisinden umulanın çok ötesine bile ulaşmış sayılabilir...

Aradan geçen yıllar içinde, bu fabrikanın gerek değişmeyen üretim hacmı, gerekse ilk kuruluşunda yerleşen 'El üretimi' anlayışının pek büyük değişiklik geçirmeden bu gün de yaşatılmakta olduğu görülür.

Bugün, Türkiye'nin, üretimini sürdüren en eski porselen fabrikası olma özelliği, bu fabrikanın bütün ürünlerinde gözlenebilir: 'Herşey hünerli ellerdedir'

Prof. Önder Küçükerman

Bu sitede bulunan resimler ve dökümanlar Önder Küçükerman'a aittir ve izinsiz kullanılamazlar.
Ancak gerekli izin alındıktan sonra ve kaynak gösterilmek kaydıyla kullanılabilir!

© 2015 | Önder Küçükerman